- Üye Girişi
2022 yılında kuraklık, hava değişimi, don, sel, fırtına, aşırı yağış, aşırı sıcak gibi dışsal faktörler ve felaketlerin yanı sıra motorine %130, gübreye %450, elektriğe %125, suya %20 ve işçi maliyetlerine yapılan %50 zam üretici açısından yılın zor geçeceğini göstermektedir. Çiftçiler, gübre ve mazot gibi temel girdilerdeki yüksek zamlar nedeniyle sonbahar ve kış ekimlerini yeterli düzeyde yapamamıştır. Bazı çiftçiler, "ilkbaharda ekim yaparım" düşüncesiyle kışlık ekim hiç yapmamıştır. Bazıları ekim alanlarını daraltmış, ekim yapanlar gübre kullanamamış veya çok az kullanabilmiştir. Hepsinin umudu ilkbaharda sezonuyken daha yılın ilk günü mazot, doğalgaz, elektriğe gelen zamlar o umutları da tüketmiştir. Yapılan bu yeni zamlar gübre, ilaç, tohum başta olmak üzere birçok girdinin fiyatını arttırmaya devam etmektedir. Bu artışlar birçok işletmemizin kepenk kapatmasına neden olacaktır. Örneğin çiftçinin maliyeti dört kat artmış bulunmakta ve en çok artış gübreye gelmiştir. Kuraklık ve gübre fiyatlarının artışı üreticinin ekim desenini değiştirmesine neden olmuş, daha az su ve daha az gübre isteyen ürünlere yönelim başlamıştır.
TUNA: “BİTKİSEL VE HAYVANSAL ÜRETİM YAPAN ÜRETİCİLERİMİZİN DESTEKLERİNİN TEKRARDAN GÖZDEN GEÇİRİLMESİ GEREKTİĞİNİ ÖN GÖRMEKTEYİZ”
Maliyetlerin aşırı artması karşısında girdi desteği yetersiz kalmıştır. Bu yüzden tarımsal desteklemeler her yıl belli oranlarda arttırılmalı ve sabit kalmamalıdır. Bitkisel ve hayvansal üretim yapan üreticilerimizin desteklerinin tekrardan gözden geçirilmesi gerektiğini ön görmekteyiz. Ülkemizde üretilen incirin % 70’i kuru incir olarak dış ve iç pazarda tüketilmektedir. Kuru incirin tüketimi ülkemizde arzu edilen seviyeye henüz ulaşamamıştır. İncirde ve diğer ürünlerde tarımsal üretim modeli olan ve doğal kaynakların korunması, tarımda izlenebilirlik ve sürdürülebilirlik ile gıda güvenliğinin sağlanmasının amaçlandığı “İyi Tarım Uygulamaları”nın hayata geçirilmesi teşvik edilmelidir.
Ülkemizde zeytin ve zeytinyağı sektörüne bakıldığında yaşanan ana sorunların temelini yüksek kur nedeniyle üst üste zamlanan elektrik fiyatları ile Ocak 2022’de yürürlüğe giren asgari ücret neticesinde yükselen personel maliyetleri oluşturmuştur. Bu iki ana maliyet nedeniyle zeytinyağı üretim tesis işletmecileri sıkım ücretlerine zam yapmak zorunda kalmış, ayrıca kurulu makine ve ekipman varlığının bakım, onarım ve yedek parça maliyetlerinin yine kur nedeniyle %100’e varan oranlarda artması, işletmede kullanılan taşıtların motorin-yakıt giderlerinin yükselmesi işletmecilerin önünü görmesine engel olmaktadır ve işletmeciler yatırım kararlarını gözden geçirmek ve iptal etmek durumunda kalmıştır.
Zeytin sıkma ücretlerindeki %18 KDV yıllardır süregelen, hem üreticiye hem işletmeciye ağır vergi yükü getiren bir uygulamadır. Birçok işletme bu nedenle kayıt dışı işleme yönelmektedir. Zeytinyağı Tarım Satış Kooperatifleri açısından bakıldığında ise Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri Yasası’nda 2000 yılında yapılan değişiklikle her türlü devlet desteği kaldırılmış, her işlemi kayıt altında olan kooperatifler, kayıt dışı faaliyet gösteren tüccar ve diğer işletmelerle rekabet etmekte zorlanır hale gelmiştir. Mevsimsel çalışan işletmelerde kaliteli insan kaynağına erişmekte zorluk yaşanmakta, maliyetler nedeniyle 12 ay daimi personel istihdamı yapılamamaktadır. Bu da işletmelerde kaliteli zeytinyağı üretimi aşamasında hizmet kalitesini düşürmektedir. Yanı sıra Üretim giderlerinde büyük orana sahip olan zeytin hasadında geleneksel yöntemler ile dal, sürgün, yaprak ve tomurcukların zarar görmesine yol açan sırıkların kullanılması sonucu ülke ekonomisine ve üreticiye yüksek maliyet getirmektedir. Zeytin silkme makine fiyatlarının yüksek olması nedeniyle üreticilerimize ilk makine alımlarında devlet desteği verilmelidir. Hasat sonrası zeytinin çuvallar yerine kasalarda işletmeye getirilmesi elde edilecek olan zeytinyağı kalitesini artıracaktır.
Bu kapsamda, bitkisel ve hayvansal üretim yapan üreticilerimizin desteklerinin tekrardan gözden geçirilmesi ve tarımda izlenebilirlik ve sürdürülebilirlik ile gıda güvenliğinin sağlanmasının amaçlandığı “İyi Tarım Uygulamaları”nın hayata geçirilmesi gerekmektedir.