- Üye Girişi
Ülkemiz coğrafi konumu, iklim ve toprak özellikleri ile zeytin üretiminde dünyanın önde gelen ülkeleri arasında yer almaktadır. Dünya genelinde yaklaşık 10 milyon hektar alanda bulunan 900 milyon zeytin ağacından % 98’ i Akdeniz çanağında bulunmaktadır. Son 5 yılda dünya geneli zeytinyağı üretimi ortalaması yaklaşık 3,2 milyon ton olarak gerçekleşmiştir. Dünya zeytinyağı üretimi dalgalanmalar göstermekle birlikte artış eğilimindedir. Zeytin üretiminde önemli ülkeler; İspanya, İtalya, Yunanistan, Türkiye ve Tunus’tur. Zeytinyağı üretiminde AB ülkelerinin payı yıllara göre değişmekle birlikte ortalama %70’dir. Son yıllarda Avustralya, Japonya ve Arjantin gibi ülkelerde de zeytin üretimine başlanmıştır. Zeytinyağı sektöründe öncü ihracatçı ülkeler; İspanya, İtalya, Tunus, Türkiye’dir. Dünya zeytinyağı ihracatı artan talebe bağlı olarak yıllara göre artış eğilimindedir.
Dünya zeytinyağı fiyatları, zeytinyağı üretiminde öncü olan İspanya ve İtalya borsalarında oluşmaktadır. Dünya zeytinyağı üretiminin de ihracatının da yarısından fazlası bu iki ülkeye aittir. Doğa koşullarındaki olumsuzluklar, ürünün periyodisite (dönemsellik) özelliği ve hastalıklar; zeytinyağı arzını dalgalandırmaktadır. Dünya zeytinyağı üretiminin hemen hemen Akdeniz ülkeleri ile sınırlı kalması ve diğer yandan dünya genelinde zeytinyağına olan talebin artması da zeytinyağı fiyatlarına yansımaktadır.
Ülkemizde en çok zeytin üretimi gerçekleşen iller; Aydın, İzmir, Muğla, Balıkesir, Bursa, Manisa, Çanakkale, Gaziantep ve Mersin şeklinde sıralanmaktadır. T.C. Ticaret Bakanlığı Kooperatifçilik Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan 2017 yılı Zeytin ve Zeytinyağı Raporu’nda;
• Ülkemizde 2000’li yılların başında 100 milyon adet olan zeytin ağacı sayısının 2016/17 sezonunda yaklaşık 174 milyon adete yükseldiği,
• Son 5 yılın zeytinyağı üretim ortalamasının yaklaşık 159 bin ton, sofralık zeytin üretim ortalamasının 420 bin ton, yağlık zeytin üretiminin ise 1 milyon 300 bin ton olmak üzere 2016/17 yılında toplam zeytin üretimi1 milyon 730 bin ton olarak gerçekleştiği,
• Türkiye’ de yaklaşık 320 bin zeytinci aile işletmesi mevcut olduğu belirtilmiştir.
Türkiye zeytin üretimi yıllar itibariyle artış göstermiştir. Bunun en önemli nedenlerinden biri de yıllara göre zeytin üretim alanlarındaki artıştır. Son yıllarda yeni zeytin bahçesi tesisi ve sertifikalı zeytin fidanı destekleriyle zeytin üretim alanları artış göstermiştir. Toplam zeytin üretiminin yaklaşık olarak %75’ini yağlık zeytin oluşturmaktadır.
Zeytin alanları ve üretimi; Zeytin üretim alanları Ege ve Akdeniz bölgelerinde yoğunlaşmıştır ve yıllara göre artış eğilimindedir. Zeytin alanlarında en önemli iller Aydın, Muğla, İzmir’dir. Zeytin üretimi 2018 yılı 1 milyon 500 tondur. Yağlık zeytin üretiminde en önemli iller Aydın, İzmir, Muğla, Balıkesir ve Hatay’dır. Yağlık zeytin üretiminde; Ege Bölgesi’nin güney kesimi ve Akdeniz Bölgesi’nin Hatay ve Mersin illeri ön plana çıkmaktadır.
Zeytinyağı üretimi; Türkiye’de zeytinyağı üretimi, zeytin üretimindeki dalgalanmalara bağlı olarak değişmekte ve dünyada ilk beş ülke içinde yer almaktadır. Türkiye zeytinyağı ihracatında ilk dört ülke arasında olmasına rağmen, zeytinyağı ihracatında öncü ülke olan İspanya’nın yaklaşık beşte biri kadar ihracat gerçekleştirmektedir. İthalat ise yok denecek kadar azdır.
Türkiye’de Zeytin Destekleme Politikaları: Zeytincilik sektörünün geliştirilmesi ve düzenlenmesi amacıyla oldukça geniş bir yelpazede uygulanan bu destekleme araçları zaman içerisinde bazı değişiklikler göstermiştir. Geçmişte uygulanan destekleme araçları içerisinde; destekleme alımları, girdi sübvansiyonları ve doğrudan gelir desteği (2000- 2008) bulunmaktadır. Destekleme primleri yıllar içinde destekleme alımlarıyla yer değiştirerek kesintiye uğramıştır ancak günümüzde fark ödemesi adı altında devam etmektedir. 2018 yılında verilen desteklerden ise alan bazında dekara mazot ve gübre destekleri (dekara 14 TL), ikinci kategoride organik tarım desteği (dekara 70 TL), sebze ve meyvede iyi tarım uygulamaları (dekara 50 TL), fark ödemesi (80 kuruş/kilogram), yurt içi sertifikalı fidan desteği (standart bahçelerde 100 TL/dekar, sertifikalı fidan kullanan bahçelerde 400 TL/dekar) ve geleneksel zeytin bahçelerin rehabilitasyonu desteği (100 TL/dekar) bulunmaktadır.
Zeytin ve Zeytinyağı Sektörünün Sorunları ve Çözüm Önerileri
Ülkemizde zeytin ve zeytinyağı üretimindeki başlıca sorunlar ve çözüm önerileri özetle;
➢ Rekolte tahmin çalışmalarının yalnızca uzmanların tecrübe ve gözlemlerine dayanarak yapılması nedeni ile coğrafi bilgi sistemi ve güvenilir veri tabanı oluşturulamıyor olması: Rekolte çalışmaları uzmanların yanı sıra modern teknolojilerin kullanımı ile gerçekleştirilmelidir.
➢ Var yılı yok yılı (periyodisite) etkisinin ülkemizde yüksek olması: Zeytin çeşitleri ıslahı çalışmaları yapılmalı üretim yöntemleri modernize edilmelidir. Örneğin ülkemizde yok yıllarında % 75 rekolte kaybı yaşanırken bu oran İspanya’da % 35- 40 seviyelerinde gerçekleşmektedir.
➢ Fidan üretiminde yanlış yönlendirmeler ve tercihler: Fidan üretimi arttırılmalı, ıslah çalışmaları yapılmalı, zeytin fidanı türleri sınıflandırılmalı, sertifikalı fidan kullanımı sağlanmalı ve fidanların genetik haritası çıkarılmalıdır.
➢ Yetersiz gübreleme – ilaçlama ve ile yanlış teknik uygulamalar: Yeterli düzeyde ve analize dayalı gübreleme yapılmalı, bölgesel laboratuvarların sayısı arttırılmalıdır. İlaçlama alanları genişletilerek çevre ve insan sağlığına zararsız ilaçların tercih edilmesi sağlanmalıdır.
➢ Yetersiz sulama ve erozyon: Zeytin alanlarının %92’si sulanmamakta olup, atıl durumdaki su kaynaklarının kullanımının sağlanarak modern sulama teknikleri uygulanmalıdır. Erozyonun engellenmesi için teraslama çalışmaları hızlandırılmalıdır.
➢ Yanlış budama- toplama yöntemleri, fire sorunu, depolama ve düşük verim: İspanya ve İtalya’da ağaç başına verim 45-50 kg’dır, ülkemizde ise verimlilik bu oranların üçte biri kadardır. Budama ve toplama teknikleri gözden geçirilmeli, ağaçların gençleştirilmesi konusunda çalışma yapılmalı, mekanik hasat yaygınlaştırılmalı, depolama tesislerinin sayısı ve kalitesi arttırılmalı ve modernize edilmeli.
➢ Zeytinyağı tesislerinin atıkları: Zeytinyağı işletmelerinin zeytin karasuyu atıklarının çevresel zararlarının modern arıtma tesisleri ile ortadan kaldırılması gerekmektedir.
➢ Markalaşmanın ve ambalajlı satışların arttırılması, Türk markalarının uluslararası imajının güçlendirilmesi, yurtiçi tüketimin arttırılması konusunda çalışmalar yapılması, tağşiş ve hileli karışık yağ satışlarının engellenmesi konusunda etkin çalışmalar yapılmalıdır. Zeytinyağı ayrıca ilaç, alternatif tıp ve kozmetik sektörleri açısından da önemli bir potansiyele sahiptir. Bu alanlara yapılan yatırımın arttırılması ile sektörün yarattığı katma değer çok daha hızlı artacaktır. Zeytin ve zeytinyağı sektörü milli gelirimize sağladığı katkıyı arttırmaya devam etmektedir. Bu katkının sektörel sorunların çözümü, üretimde katma değerin arttırılması ve markalaşma ile çok daha artacağı açıkça görülmektedir.