AYTO BAŞKANI HAKAN ÜLKEN RÖPORTAJLARI – I 24.01.2017

Hakan ÜLKEN, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi, Aydın Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı, İstanbul Dünya Ticaret Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi, Türk-Arap Odası Yönetim Kurulu Üyesi ve geçmişten günümüze daha birçokları. Ama O her şeyden önce bir Aydın Sevdalısı. Kendisiyle ekonomi ve Aydın, Aydın özelinde 2017 yılından beklentileri ve hedefleri üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik. Hepinize iyi okumalar diliyoruz. Aydın Ticaret Odası

 

- 2017 yılının ilk ayını bitirmek üzereyiz. 2016 yılının son çeyreğinden ve bu yılın ilk ayından baktığımızda 2017 yılında genel olarak ekonominin seyrini nasıl görüyorsunuz?

Yılın sonunda ve özellikle yeni yılın ilk günlerine TL’nin yaşadığı değer kaybı ekonomik göstergelerin negatife dönmesine sebep oldu. Fakat ekonomiyi tek paramatre üzerinden yorumlamanın doğru bir yöntem olmadığını düşünüyorum. Sadece TL/Dolar ekseninden değerlendirirsek bir felaket senaryosu görebiliriz. Ama cari açıktaki iyileşmeyi ve finansmana erişimin kolaylaşması gibi olumlu göstergeleri de göz ardı edemeyiz. Burada yapılacak en önemli şey TL’de kalarak borçlanmayı kendi para birimimiz üzerinden yapmalıyız.

Ekonomide ki durağanlığı ortadan kaldıracak doğru bir teşvik yöntemiyle ivmeyi yukarı seyirli yapabiliriz. Yüksek teknolojili ürünlerin tüketimine değil üretimine yoğunluk vereceğimiz bunu teşvik edeceğimiz bir ekonomi modeli geliştirmeliyiz. Geçtiğimiz günlerde KOBİ’ler için önemli bir KOSGEB kredisi imkânı sağlandı fakat kullanıcı sayısının 15000’de kalması verimliliğini istenen seviyelere çekmedi. Sayın Başbakanımız da durumun farkında olduğunu gösteren ve yeni bir kredi imkânının yolda olduğunu belirten bir açıklama yapmıştı. KOSGEB Başkanımızla yaptığımız görüşmede 15000 kişiye daha kredi verilmesi için hazır olduklarını kaynak çalışmalarının bitmesinin ardından şubat ayı içerisinde kredinin kullandırılacağını zaten ellerinde 40000 başvurunun mevcut olduğunu belirtti.

Bu gelişmelerin ışığında 2017 yılının ekonomideki aşağı yönlü seyrinin kırılarak yukarı yönlü bir seyir izleyeceği kanaatindeyim. Ben ekonominin 2017 yılı için umut vaat ettiğini görüyorum.

 

- Aydın’ın ekonomik göstergelerine baktığımızda tükettiğinden fazlasını üreten illerden biri olduğunu görüyoruz. Bugüne kadar Aydın’da doğru yapılanlar nelerdi? Gelişme kaydetmek için neleri geliştirmeli Aydın?

Aydın’ın tükettiğinden fazlasını üretiyor olması önemli bir gösterge. Ama potansiyelini yansıtıyor mu dersek maalesef potansiyelini yansıtmıyor. Üretim – tüketim makasının üretime pozitif yönlü çok daha açık olması gerekiyor. Bu noktaya mutlaka doğru bir takım işler yapılarak gelindi. Onları bir kenara koyup biz neler yapılmalı bunlara odaklanmalıyız.

Bunların başında Aydın’ın hak ettiği kamu yatırımlarının artık Aydın’a gelmesi geliyor.  Bu yatırımların Aydın’a gelmesi özel sektörü de etkileyecek ve özel sektör yatırımlarının da artmasını sağlayacaktır. Muadil illere göre pozitif yönlerini ortaya çıkarması gerekiyor. Güçlü olduğumuz yönleri daha katma değerli hale getirmeliyiz. İlimizin, Avrupa Birliğinden coğrafi işaret tescilini aldığımız en önemli ürünü incirin raf fiyatını artıracak inovatif hamleleri yapmamız gerekiyor. Bugün incirin yıllık ihracatı 200-250 milyon dolar civarında. Bu inovatif hamleleri yaparak Aydın’a giren döviz miktarını çok daha üst seviyelere çıkarabilmeliyiz.

Çine ilçemiz önemli maden yataklarına sahip. Feldspat ve Kuvars rezervi önemli noktada. İhracat rakamları belki birçok insanı tatmin ediyor olabilir ama Devletimizin yapacağı bir yatırım hamlesiyle Aydın-Çine-Güllük Limanı demiryolu hattının hayata geçirilmesi maden ihracatımızda navlun maliyetlerini düşürerek karı maksimize etme anlamında önemli bir işlev görecektir.

Aydın önemli jeotermal kaynaklara sahip bir İl fakat jeotermal kaynaklardan elektrik üreten şirketlerin merkezleri Aydın olmadığı için Aydın’a değil milli ekonomiye katkısı var. Jeotermal kaynaklardan çıkan suyun reenjekte edilmeden önce soğutulması sırasında organize sera bölgelerinde kullanılması için yasanın değişmesi gerekiyor. Bu şirketlerin suyun soğuma aşamasında organize sera bölgelerine suyu ücretsiz ya da cüzzi ücretlerle vermesi gerekiyor ki seracılık ilimizde gelişsin.

Bu kadar çok sıcak su kaynağının olduğu yerde termal sağlık turizminin de gelişmesi gerekiyor. Bu konuda önemli bir pazara sahip Afyon İline göre birçok avantajımız var. Aydın’ın 80 Km. çapında önemli kültürel, tarihi ve turistik lokasyonlar var. Özellikle İskandinav ülkelerinden termal sağlık turizmi dolayısıyla gelecekler için bir cazibe merkezi haline gelebilmemiz gerekiyor.

Sanayimize baktığımızda aslında son 20-30 yılda sessiz ve önemli bir atılım yaptı. Ürün yelpazesi geniş, markalaşmasını tamamlamış, uluslararası alanda rekabet gücü yüksek firmalarımız var. Marka şehir olma yolunda bu şekilde markalaşmış önemli sanayi kuruluşlarına ihtiyacımız var. Bu tür marka firmalarımızın geniş ürün yelpazeleri onları sektörel yaşanabilecek krizlerden de koruyor. Bu konuda Aydın olarak şanslı sayılabilecek illerden bir tanesiyiz. Biz aynı zamanda sanayi kentiyiz, aynı zamanda turizm kentiyiz, aynı zamanda eğitim kentiyiz, tarım kentiyiz ve önemli bir enerji kentiyiz.

Enerjiyi sadece jeotermal olarak da düşünmemek gerek. Güneş enerjisi ve rüzgar enerjisi konusunda da önemli bir noktadayız. Dünya bu kadar enerji konusuna eğilmişken Aydın’ın çok büyük bir potansiyeli olduğunu ve bunu ortaya çıkarmamız gerektiğini düşünüyorum.

Eğitim kenti olarak da potansiyelimizin altındayız. Bu kadar başarılı bir ilde özel üniversitenin olmaması gerçekten düşündürücü. Adnan Menderes Üniversitesi’nin parçalı yapısı gelişmesinin önündeki en büyük engel. Aydın 3 üniversiteyi kaldırabilecek bir yapıya sahip. Nazilli’de Sümer, Efeler’de Adnan Menderes ve Söke’de Milet Üniversitesi’nin açılması Aydın’ın eğitim kenti potansiyelini tam anlamıyla göstermesi için gerekli. Üniversite isimleri tartışılabilir fakat ulaşımın ve iklimin bu kadar rahat olduğu bir ilde eğitimin markalaşması adına 3 üniversitenin açılması şart. 

- Bu noktada araya girerek şunu sormak istiyorum. Aydın Türkiye’nin Silikon Vadisi olabilir mi?

Bunu konuşmak için henüz erken fakat Aydın’ın eğitim olarak bu potansiyeli var. Silikon vadisi neden Arizona’da değil de Kaliforniya’da öncelikle bunun tespit edilmesi gerekiyor. Silikon vadisinde çalışan mühendisler üst düzey beğenileri olan yoğun çalışma temposu içerisinde kalan dar zamanlarında kaliteli aktiviteler yapmak isteyen insanlar. Aydın’ın öncelikle bu sosyal ortamları sağlayabilecek sosyo-kültürel gelişmeyi sağlaması gerekiyor. Bu insanları Aydın’a çekebilecek gelişmeyi gösterebilirsek neden olmasın. Aydın bunun için çok müsait bir şehir. Fakat daha havaalanının olmadığı bir şehre bu insanları getirebilmek zor gibi görünüyor.

Havaalanı meselesini de yeri gelmişken tekrar dile getirmek istiyorum. Geliştirmemiz gereken ne kadar konu varsa hepsi eninde sonunda lojistik imkânların geliştirilmesine dayanıyor. Biz Oda olarak bu konuda baskı unsuru görevimizi tam anlamıyla yerine getirdik. Hatta yetinmedik bu konuda rapor hazırlayıp Hükümetimizin her kademesine tek tek anlattık. Artık sesimize kulak verilmesini ve en kısa zamanda havaalanı sorununun çözümü için gerekli adımların atılmasını istiyoruz.

Marka şehir meselesine geri dönersek, bu yıl Oda olarak “Markalaşma” atağını başlatmış bulunuyoruz. İmalatçı üyemizden hizmet sektöründe çalışan üyemize kadar markalaşmak isteyen bütün üyelerimizi Odamıza bekliyoruz. Yapısal hazırlıklarımızı tamamladıktan sonra önümüzdeki aydan itibaren zaten Odamızda mevcut olan marka danışmanlığı bölümümüzü daha da geliştirerek üyelerimizin hiçbir danışmanlık ücreti ödemeden marka tescillerini yaptırabilmeleri için çalışmalara başlıyoruz. Marka şehir Aydın olma yolunda markalaşmak isteyen AYTO üyesinin en büyük destekçisi tabi ki bağlı bulunduğu Odası olacaktır. Marka tescilini yaptıran her AYTO üyesinin Marka Şehir Aydın’ın yapı taşları olacağı kanaatindeyim. Marka şehir Aydın olma yolunda sloganımız “Senin Markan Varsa, Aydın’ın Markası Var”.

- Birer cümleyle Aydın ekonomisinin güçlü ve zayıf yönlerini söyleyebilir misiniz?

Bir önceki soruda satır aralarında belirttiğim gibi Aydın önemli bir enerji kenti. Gelişmiş sanayiye, verimli tarım arazilerine, eğitimli insan nüfusuna ve rahat bir iklime sahip bir şehir Aydın. Ne var ki beyin göçünün yoğun yaşandığı, kalifiye ara eleman sıkıntısının hat safhada olduğu, havaalanı olmamasından dolayı hızlı ulaşım imkânlarından mahrum, ortaklık kültürünün çok gelişmediği de bir şehir. Tarımın gelişmiş olması dolayısıyla 1. Sınıf tarım arazilerinin çokluğu da sanayinin büyümesi için engel teşkil etmekte diyebiliriz. Fakat en büyük sorun bence teşvik bölgesi sıralaması. Daha önce de her platformda dile getirdiğim Aydın’ın 2. teşvik bölgesinde olmasının mantıklı bir izahı yoktur. Bu Aydın’ın potansiyelini ortaya çıkarmada yaşadığı havaalanı ile birlikte en büyük problemidir diye düşünüyorum.